23 Ağustos 2009

Ağustos böceği misali kısa bir mola

Bir kaç zamandır blog yazılarıma ara vermek durumunda kaldım. Aslında yazacak o kadar çok şey oldu, o kadar çok konu birikti ki... Hepsi kafamda dönüp dolaşıyordu, fakat ya zaman bulamıyordum ya da - itiraf ediyorum - yaz günlerini ekran başında geçirmek istemiyordum :)

Tatiller, keşifler, organizasyonlar, sevgiler, kalp kıpırtıları, heyecanlar, hayal kırıklıkları, misafirler, yeni projeler, işler, güçler...... derken yazacak o kadar çok şey var ki. Anlayacağınız karınca ile ağustos böceği misali hem çalıştım hem de fırsat bulabildiğimce yazın keyfini çıkarmaya çalıştım.

Bu arada ağustos böceği demişken ve aylardan da Ağustos iken aklıma geldi. Biz ağustos böceğini hep bütün yaz aylak aylak gezen, şarkı söyleyen, ehl-i keyif olarak bilirdik. Halbuki aslında zavallı ağustos böceği şarkı söylemez, çocuklarının vücut sıcaklığını korumak amacıyla kanatlarını birbirine sürter ve o sesi meydana getirirmiş. Bunu yaparken de o kadar çok canı yanarmış ki. tembel diye bildiğimiz ağustos böceği çalışır dururmuş meğer. Günahını almışız bunca zamandır..

Nedense aklıma geldi, ağustos böceği gibi hissettim bi an. Bu Ağustos hep böyle şarkı söyledim, cır cır öterken acıdığımı hissettim ve aslında çok ama çoook verimli bir dönem geçirdiğimi farkettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder